20091126

Hepsi, hepsi hayat nasıl olsa




Elinde bir kurşun kalem saman kâğıda şu cümleler karalanıyor.

“Hayatımda bir tane tam olsa yarım olanların hiçbiri yarım kalmayacak…”

Şimdi yazdığı cümleleri her yazışından sonra sildiğini ve sadece bir kelimeyi bıraktığını hayal edin. Hiçbir iz kalmayacak şekilde.

“Hayatıma ne kadar sahibim?”

Siliyor, hayatım kelimesi kalıyor sadece.

“Hayatımdaki eksikler sadece yarım olanlar mı?”

Yarım sözcüğüne odaklan ve diğerlerini….

“Yarım olanın cümleler olmadığını biliyorum. Cümlelerimin hepsi ortaya kendini tam olarak koyuyor. Yarım kalmışlıkların tam ortasında intihar ediyor. Kendisini tamamlayacak bir hayatı arkasında bulamıyor.”

“Hayat, aslında hepimizin içerisinde bir kez daha ölümünü ilan ediyor. Ona tutunmaya çalışan o kadar insan var ki! Neden kimse ölümü seçemiyor.”

“Ölüm ödülü müdür yaşamayı beceremeyişimizin?”

“Bizim isteğimiz bir şeyleri en üst beceri noktasında hayata geçirmiş olmak. Ne büyük istek. Zaman problemi yaşıyoruz her zamanki gibi.”

“Yetmiyor. Kalem, kağıt, bu düşünce, bu hayat.. Anlattıkça derinleşiyor boşluklar.”

“Hep bıraktığımız yerde kendimizi bulamadığımız boşluklar.”

“Kimse boşlukları takmasın kafasına onlar da aslında tüm bu silinen cümleler gibi yoklar…”

“Cümleleri kurmuş olmak mı, yoksa okumuş olmak mı daha çok parçalayıcı.”

“Parça parça edip dağıtıyorum kendimi tüm o boşluklara. Hangisine elinizi uzatsanız ben varım aslında.”


 “ Hayal et, uzatılan her el benim bir yarımıma dokunuyor. Dökülen her sözcük benim yaralarımı acıtıyor.”

“Yarımım aslında. Hayatımda bir tane tam olsa yarım olanların hiçbiri yarım kalmayacak. Peki ya yoksa…”

2 yorum: