20110611

Söyleyin nasıl koşulur ki bizden uzağa?

Bu kapı değil öteki diye bağırsam da artık duymazsınız sesimi.

Bu söz değil öteki.
Bu bakış değil başkası.
Bu anlamak değil kedi.
Bu kapı değil kilit.

Yüzünüze açılan tüm kapılar benim artık.
Söylemeyeyim başka kimseye.
Ötekilerine.
Ötekiler bizi bizden alıyor,
bize sarıyor.

Sakıncalı sözlerin, kelimelerin en üst noktasında...
Yel değirmenleri dostlar söyleyin, gerçekten ne tarafta?

Ben aradıkça kaybolan yüzyıl bizimkisi.
Zaman geçtikçe geçmişe koyan.
Geçmişin üzerine yazan,
geçmişin üzerine yatan!

Söyleyin nasıl koşulur ki bizden uzağa?

Nedir her şeyin tersi sizin anlamınız?

Benimle yakarsan ya işte şimdi kırmızı güneş...
Miro ağıtlarından kalma Duino'ya aşık.
Bu ağıtlardan sonra bize geriye kalan bir kör nesil.
Biz kurt olduk ulanan namelerdeyiz.
Yüzümüzü güneşe dönsek  elimizdekiler gidecek.
Geceye üflesek yel değirmenleri küsecek.
Sözümüz ve uğurumuz bin hakikati eşer.
Nereden esti yine bu yel?

Soğukluk getirdim size gerçekten gramla.
Size, bize, en ufak temasında tüyleri diken diken edecek,
 nokta nokta alevlendirecek anneleriniz sizi.
Bir kaygı konacak adınıza,
bir kuş konacak ardınıza...

Nesil soluyun beyler! 
Kağıttan gemilere kaldık bu bahar da.
Yel değirmenleri ne tarafta?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder