Not defterimden üç sayfa koparttım bugün. Üç sayfanın ikisi mektup, biri de küçük bir not oldu sizin için. Mektuplardan birinde "beni korkutmak için seni aldılar, ama bilmiyorlar ki benim korkum sadece sensin başka da bir şey değil" diyordum. Not da ise "keşke gitmeseydiniz" yazıyordu. Keşke gitmeseydiniz...
20130720
Keşke gitmeseydiniz
Konur Sokak'ta bir kış günü beklediğim yaz geldi aklıma. Senin o hiç Konur Sokak görmemişliğin sindi üstüme, durdum öyle. Maviliğini en çok gökyüzünden almış griye çalmış Ankara ezgileri sokağı inletiyordu yine. Bu şehrin bende kalemi kalmış diyorum şimdilerde.
Not defterimden üç sayfa koparttım bugün. Üç sayfanın ikisi mektup, biri de küçük bir not oldu sizin için. Mektuplardan birinde "beni korkutmak için seni aldılar, ama bilmiyorlar ki benim korkum sadece sensin başka da bir şey değil" diyordum. Not da ise "keşke gitmeseydiniz" yazıyordu. Keşke gitmeseydiniz...
kolaj tarafımdan yapılalı çok az olmuştur.
Not defterimden üç sayfa koparttım bugün. Üç sayfanın ikisi mektup, biri de küçük bir not oldu sizin için. Mektuplardan birinde "beni korkutmak için seni aldılar, ama bilmiyorlar ki benim korkum sadece sensin başka da bir şey değil" diyordum. Not da ise "keşke gitmeseydiniz" yazıyordu. Keşke gitmeseydiniz...
iç deney
İyi bir gelecek iyiden
iyiye yok oluyordu
Belki bir kişi belki de hiç kimse buna inanmıyordu.
Belki bir kişi belki de hiç kimse buna inanmıyordu.
Son devrimin hayali ile akıntıya kapılıp gidiyordu insan.
Bilemezdi hiç kimse olur muydu acaba dansını. Gözlerin uzak noktası,
soluklanırkenki nefes alamamazlıklarıyla birleşiyorduk artık. Her şey bizim
yanı başımızda olup bitiyor, biz ufku yamacımıza çekmiş seyrediyorduk. Denizi
dalgalandıran bile avuçlarımızdı artık.
Olanlara gözlerini kapatan üç-beş kişi görsek hayalsizliklerine
küfredecek haldeyiz. Gerçek olan hayaldi şimdilerde zaten, bir de hayalsizlik
adalet. Bazen çok öfkenlensek de biz yine gülümseme nöbetine saklarız
enerjimizi. Sözler cümleler ben’le başlarsa biz’le bitecektir elbet hengamesi.
Söylenebilecek en özgürlük nidası bile bazen sessiz de çıkabilir deneyindeyiz.
Bu deneyi herkes yapıyor bunun bilincindeyiz. Bazen kendimizi unutuyor,
kaptırıyor, çok sencileyin damarını yaşıyor ve geri dönüş yolunda yalnızken
taklalar atıyor olabiliriz. Zaten yüzümüze yediğimiz yumrukları da o dönüş
yolunda kendimiz kendimize vuruyormuşuz öyle demişler. Ama bak beni
bilmiyorlar, ben bu eli tanımıyorum diyorsam tanımıyorumdur. Sözleri kendime
benzetmiyorsam da üstüme giymiyorumdur. Bazen hissediyorum bu çok “bağlı”
olunan şeyler hareket halindeyken, her hareketi o bağlılık alıyor mu
omuzlarına? Bazı siyah ceketliler konuşuyor ya hani ve sen omuzlarına basılmış
gibi hissedemeyecek kadar omurgasız mısın? Kendi omzuna tırman başka türlü
nasıl yükselebilirsin ki, demiş Nietzsche. Bak sen şimdi Nietzsche dedim ya, biliyorum
gittin. Arada şu fark var ki ben tepki gösteremezsin demedim.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)