Zifiri karanlıkta oturuyoruz. Tüm sokakta elektirikler kesilmiş. Elime bir fener tutuşturuyorlar, sokağa çıkmalıyız her birimiz. Ay pek parlak değil yine, mat, donuk. Zorluyorlar, fener olmalı. Onlara, "sizin yanına fener alması için zorladığınız diğer insanlar sokakta, bana hiç lazım değil." diyorum, atıyorum kendimi sokağa. Ateşböceği bekleseydim bu kadar gerçek olmazdı hayalim, her yan aydınlık. Feci.
Yürürken çarpamıyoruz birbirimize. Yağmur olsak yağsak yerlerde birleşsek yine iyi. Kimse birbirine değmeden yürüyor. Herkes birbirinin tersi ama herkesin gölgesi benimkinin başka bir eşi. Yaya trafiği desem değil..
Duyduk ki balıklar ölecekmiş bu gece, milyonlarca sardalya dediler. Biz gittik onları görmeye, sorduk biz mi yaptık diye, ses yok. Benim sıkıntım bu sıra insanlardan değil. Hep balıklara üzülüyorum. Sardalyalar ölmüşse depremler olacak diyorum dinlemiyorlar. Köpek balıkları intihar ettiğinde olmuştu, ben balıklara üzüldüğümle kalmıştım yine. Sardalyalar ölmüşse depremler olsun, biz de ölelim diyorum, yine biz ölemiyoruz. Onlar ölüyor. Yahu hep başka başka “onlar” ölüyor. Ben söylüyorum da bakmıyorlar yüzüme bile. Ne yapsak?
Sokak bitmiyor. Yürümezsek bitecek mi? Duruyorum. Herkes duruyor. Kimse kimseye çarpmıyor. Yağmura benzedi sonunda insanlar, bulutlar çok başarılı çalışmalar yaptılar. Gölgelerini yakalıyor herkes gözleriyle. Kiminki kiminkine değdiyse şimdi o koyacak feneri cebine. Gölgeler kaybolsun diye fenerler girecek ceplere. Bir bakıyorum zifiri karanlık yine. Hassktir! Ateş böceği. Ateş böceği. Hayır, benim sesim yine yetmedi. Hayallerimse balıklardan çok etkilendi. Üzülüyorum sardalyalara. Deprem olsa da üzülmesem diyorum, onların ölümlerinin bir anlamı olsa. İnsan ölümlerinin bir anlamı olsa...
Biliyor musunuz yerküre tam da orta yerinden çat diye çatlayacak. Balıklar da işte o zaman hepimizin ağzına sıçacak. Ateş böcekleri donatacak her yanı, sizin bizim fenerleri hepimizin g.tüne sokacak. Geçen gün arkadaşa kimse rüyalarında ekolojik dengenin alt üst olduğunu görmez, o kadar kişiselleştirmedik bu tür meseleleri Akira Kurusawa hata yapıyor dedim. Kişiselleştirebilseydik ateş böcekleri gel dediğimizde gelirdi, balıklar ölmezdi, onlar bu kadar açıklamasız ölemezdi. Biz de gölgelerimizin peşine düşmezdik sadece. Biri bize salak desin de reddedelim demezdik, hepimiz hakkaten salağız derdik.
"Salaksınız" diye bağırdım, kaçmak için fenerlerini çıkardılar hızla. Yağmur çok akıllı da değil ki, çamur yapıyor sadece toprağı, insanları ise ıslatıyor sadece. Ondan bile kaçarız ya biz, neyse...
10 mart 2011
bu fotoğraf tarafımdan çekileli biraz bir zaman olmuştur.
'Nasıl görmek istersen' şiirini yazan Yasemin mi acaba??
YanıtlaSilAnlayamadım... Hangi şiir?
YanıtlaSilYa sanırım başka bir Yasemin o zaman..ankara haber portalında yazan Yasemin Şahin diye biri var ve ben ona ulaşmaya çalışıyorum, ama ulaşamıyorum..hocam tesadüf oldu sanırım!! iyi çalışmalar
YanıtlaSilben değilim ben blogum dışında sadece basılı yayınlarda yazıyorum. internette başka yerde yokum..
YanıtlaSilsevgiler..
blogunuzun başlığındaki o resim hakkında bilgi alabilir miyim? bir yerden hatırlıyorum; ama ne idi unuttum, nasıl aratacağımı da bilemedim açıkçası..
YanıtlaSilkisisel1se@gmail.com
http://www.imdb.com/title/tt0050976/
YanıtlaSilThe Seventh Seal
...
yazılarınızı keyifle okuyorum, daha önce de yazmıştım.ama çok ara veriyorsunuz :((
YanıtlaSilBeni hatırlar mısın bilmem; ama yazdıklarının sayısı azalmış. :)
YanıtlaSilsivridilsiz hatıladım tabii :)
YanıtlaSilazaldığını farkındayım. yazmak istediğim çok fazla şey birikti, eski seyrime döner miyim bilmiyorum ama yazmayı istiyorum çok. şimdilik beklemedeyim sebepsiz..
teşekkür ederim ilgin için, sevgiler.