20080312

Bu egoya zammı Melih Gökçek yapmıyor


-Uzun zaman önce toplu taşıma araçlarında müzik dinlerken dudak kıpırdatmayı bıraktım, hatırlıyorum.


-Google.com yazacakken kaç tane 'o' yazacağımı bilmediğim günleri de hatırlıyorum.


-Üstünden abanarak geçmemi bekleyen yan koltuk amcama 'bi zahmet kalksanız' demediğim günleri de anımsıyorum.


-Biri beni izlerken ona bakmamak için yüzümü başka yönlere çevirdiğimi de.


-Zavallı ayak parmaklarımla göz teması kurmaya çalışanlardan ürküp, içe kaçırdığım günleri de.


-Ve erkeklere 'karnım ağrıyor çünkü regl oldum' yerine, başım ağrıyor dediğim günleri de.




Neyse ki sonuç itibariyle nereden geldiğimi hala hatırlıyor olmak güzel. Ama bazen bunu yapmayanların etrafta cirit attığını ve bir kol boyu dil ile ortalığı yerle yeksan eylediğini de gözlemlemiyor değilim. Bu nasıl bir ego otobüs seferidir ki benimle aynı sularda yüzmemekte. Ben ego otobüsüne binerken, o onun bunun üstünden seyri hal izlemekte. Hala ego seyahatini öğrenci bileti ile benimle birlikte yapıyorken, kendini tek bir kadrajın içinde resimlemekte hayata.


Belki yeni yeni zamlar gelecek egosuna, ama bizimki gibi Melih Gökçek yapmayacak o zammı. Dolayısı ile şikayet etmeyecek paha, değer ölçüsünde. Gıkı çıkmayacak ya, illaki bir gün yanılacak!

O zaman onun kulağındaki müzik her telden çalacak.
Benim ruhum duymayacak.
Küçük bir gülümseme oturacak yüzüme.
Yine de dudak kıpırdamayacak.



2 yorum:

  1. Tipik persona kaplumbağası :)

    Egoyu yıpratmamak için ego'yu umursama. Nihayetinde her ikisinin de duracağı bir son durak var ;)

    YanıtlaSil
  2. Tipik demek için Kaplumbağayı bilmek lazım.

    Bir son durak var hali hazırda evet; ama hangisinin önce ineceği meçhul sanki ;)

    YanıtlaSil