20101115

Sadece Yolculuk

Gerçekten çok kanıyordu ve bu hiç bitmeyecek gibi gelmiyor muydu? Çoraklaşmaya yüz tutmuş bir sonbahar gibiydi bu aylar ve birden kış bastırdı çoraklaşmaya bile izin yok demedik mi? Bıraksaydık da kurusaydı toprak da tanısaydı kendini, buna alışsaydı da sonra yeşil hayalini gerçekleştirseydi, hatta hayal bile artık hayal olmayacağını bilseydi. Herkes biliyordu böyle olacaktı da niye böyle mi olmadı? Sormak lazım ona, buna...


-ama asla bana.



Ben kendimde bile kaybolmuşken şimdi tüm parmaklar beni işaret ediyor ve ben kime bakıyorlar diye bakıyorum... Sizin şu resimleriniz kadar güçlü duramıyorum...

Hani içinde hiç gitmeyi istemediğin ama bir o kadar da gitmek de istediğin bir biletin olduğu çantan var, odandasın. İçine bomboz olmuş birkaç tshirt atıyorsun, hırkalar ve yün çoraplarını alıyorsun yanına. Kitapların var almak istediğin çokça, başka bir şey koyamamaktan korkup seçmek zorunda olduğun, bir de şimdi çanta hazır da odada sanki çok şey unutmuşsun hissi. Oturup kalıyorsun sandalyende, seyrediyorsun belki saatlerce baktığın odayı bir kez daha. Çıkmak istiyorsun da o güç diyorsun, insandaki o güç, yine anahtarlığa astığımız anahtarlarımız gibi kapının yanında falan mı ki ben bulamadım şimdi... Uçurtmam yok ceplerimde... Ama mavi hayalini paylaşıyorum uçurtmaların içten içe.. Sadece bir yönü var mı uçurtmanın gideceği yeri onlar biliyor mu, ben bilmiyorum, biletim cebimde olsa da bilmiyorum yönümü...Bir iç çekiş, bir yakarı ve bir çığlık.. Duyuruyorum, duyuyorum... duyumsuyorum..


Kaldığım yer güçsüzlüğüm sadece başka da kalacak bir şey yok bu odada.

Bir an deli gibi tren yolculuğu yapmak istedim, bir yere gitmese de olur, sadece yolculuk.. İşte o zaman sadece yolculuk olurdu bu. Ama nereye gitse ki? "Var mı bir şehir öneriniz?" desem ve siz sussanız, sonra olsun her bir şehir en güzel şehir.


3 yorum:

  1. Daha bir kaç gündür kurduğum bir düş.Kurguladığım hayal...Doldurmak kitaplarımı şu küçük notebooku ve belki bir el kamerası.Uzun yolu kaldıracak , yükümü de taşıabilecek güçte bir pick-up, kamyonet yani.Bolca müzik cd si ve uzunca bir süre ortalıktan kaybolmak...Evler ve beton yığınları ile aidiyet kuramayanların düşü.KAçtığımız yada gittiğimiz belki kendimiz belki dört duvara sığdıraadığımız benliğimiz.Yada daha başka bir şey:Bencilliğimiz.Ne geride kalanlar ne geride bıraktıklarımız umurumuzda olanlar taifesi.C.tesi akşam sayısal oynadım sırf bu yüzden.Hala bakmadım.Düşlemesi güzel diye.

    YanıtlaSil
  2. hayatımız boyunca hep tekrarlayacağımız replik: "kaçıp kurtulduğum yer burası da mı değil?"

    YanıtlaSil
  3. NJe demiş Kavafis Usta : Başka şehir yok!

    YanıtlaSil