Orijinal adı: I am Legend!
Tür : Bilim Kurgu / Dram / Aksiyon
Gösterim Tarihi : 25 Ocak 2008
Yönetmen : Francis Lawrence
Senaryo : Akiva Goldsman , Mark Protosevich , Richard Matheson (Kitap)
Görüntü Yönetmeni : Andrew Lesnie
Müzik : James Newton Howard
Yapım : 2007, ABD
Oyuncular: Will Smith (Neville) ,
Salli Richardson (Ginny Neville) ,
Thomas J. Pilutik (Vampir)
“Benim adım Robert Neville. New York şehrinde hayatta kalan biriyim. Sesimi duyan biri varsa…herhangi biri. Lütfen. Yalnız değilsin”.
“Men In Black” ve “Independence Day” gibi bilim kurgu filmlerinde de oynayan Will Smith’in dünyada hayatta kalmış tek insanı canlandırdığı bu yeni film, Constantine filminin yönetmeni Francis Lawrence’in elinden hakkıyla çıkıyor.
Yukarıdaki anonsun hergün saat 12.00’de tüm radyolardan yapıldığı bir şehir New York. Tüm dünyayı etkisi altına almış bir virüs milyarca insanı bir anda ölüme sürüklemiştir. Geriye sadece hem bilim adamı hem asker hem de virüse karşı inanılmaz bir bağışıklık sistemi geliştirmiş bir insan kalmıştır. Her gün saat 12.00de bir insan daha görebilmek için uğraşmaktadır. Yanında tek dostu bir köpek kalmıştır. Ama her şey yerli yerindedir. Tüm şehir işleyişi sanki hala devam ediyormuşcasına bir izlenim vermektedir bize Robert Enville rolündeki Will Smith. Belki sokakta gördüğümüz vahşi geyiklerin, usulca hareket eden kaplanların bir şaşılasılığı yoktur; ama eminim ki gece ortalıkta dolaşan bir zamanlar en sevdiği dostları, arkadaşları, ailesi şimdi düşman olmuştur kendilerinden olmayanlara. Kendim ettim kendim buldum değildir mesele belki, ama önce bu virüsü doğal koşullardan oluşturduğu için kendini kutlayan ve daha sonra aynı virüsün etkisi altında insanlığından çıkan bir toplum içinde tek kişidir Neville. Ve bulunduğu ortam, onun çaba harcayacak tek kişi olduğunu da göstermektedir. Ve harcamaktadır da. Bilim adamlığının da getirisi olduğunu düşündüğüm teknik imkanlarıyla bir laboratuar haline getirmiş olduğu evinde, hayvanlar üzerinde deneyler yapmakta ve bunları kaydetmektedir. Bir kurtuluş yolu için binlerce deney yapması gerekse de bırakmamaya kararlıdır.
Hikaye buraya kadar oldukça tanıdık gelmiş olabilir. 2012 yılında içine düşülesi bir hal olacağından değildir belki; ama daha önce pek çok örneğini gördüğümüz bir film olması olasılığındandır bu tanıdıklık belki. Fakat, fakat bize sunulan film odur ki daha ilk dakikalarında bizi koltuğa bağlayacak kadar bir hayret ve merak uyandırıcılığı da beraberinde getirmiştir. Süregeldikçe bazı sahnelerin eksikliğini bazı kurgu yanlışlıklarını fark etmiyor değiliz. Ama bizi yine oldukça güçlü bir görsel şölenle koltuğa bağlamaya çalışmış, başarılı da olmuştur. Yeryüzünde son kalan insanın yalnız olmadığını hissettiğimiz vakit belki içimize bir umut yayılmakta. Ama o son insan başkalarının varlığına inanmamakta ısrarcıysa? İşte bu noktada kendi pisliğini temizlemek istercesine iş başa düşmekte. Virüsün yayılmışlığıyla yok olmuş olan dünyayı yaratan insanlarsa, bunun çözümü de yine insanlıkta. Tabi buna inanan tek insansa? Dünyayı kurtaran adam modunda, her dünyayı kurtaran adamın yanında bir anlatıcısının varlığını vurgulayarak son bulur film.
Richard Matheson tarafından yazılmış gayet güzel bir vampir romanının 3. uyarlaması olan film, 25 ocakta gösterime girerek, ilk 3 günde rekor bir hasılat yapmıştır.
Bir gün gerçek olması muhtemel yaşantı hali...
YanıtlaSil:)Neden olmasın;)
YanıtlaSil