20080525

Fark edersen, fark ettiklerini bir bir yedirebilirsin


Ağzından köpükler boşalırken inceledi durdu etraftakileri. Sonra gözlerini bana çevirdi ve gülümsedi. Köpüklü bir ağızdan ben hiç gülücük almadım bugüne dek. Sinirlerim bertaraf oldu, kızdım kendime gülücüğe gülücükle cevap verdim diye. Gözlerim yaşardı sinirden önce. Ağzından köpükler boşaltanınki kadar kocaman oldu gözlerim, şimdi ben de onun kadar köpüklüydüm. Sonra yanımdan geçen başka birine döndüm ip cambazlığı yapıyordu belli ki, hatta bizi görünce ipini koparmış kaçıyordu. İşte dedim birisi daha burda. Ağzımdan köpükler akadururken gülümsedim ona. O da baktı bana nefret etti yaptığı şeyden. Benden, bizden. Kızdı kendine. Kızdığı anda köpürmeye başladı birdenbire. Tıpkı kuduz gibi bulaşıcı bir hastalığın insandan insana bulaştığını hayal edin. Köpükler savuran herkes bir başkasına da aynı şeyi yaşatıyor. Üstelik bunu yaşatması için ısırmak değil, sadece gülümsemek gerekiyor. Kuyu kazan bir adam gördü ip cambazı benden bakışlarını ayırınca. Kuyuyu öyle keyifle kazıyordu ki sanki içine bir taht oturtacakmışcasına. Kuyunun dibine dek geldi ip cambazı baktı içeriye usulca, ağzında yine o malum köpükler. Tam tahtını kurup oturacak olan adamın gözlerini yakaladı ve tabiki bırakmadı. Gülümsedi hınzır hınzır. Kuyu kazan adamın gülüşü yok oldu birden, kuyuyu kazarkenki aldığı keyfi unuttu. Boşalttı azğından köpüklerini. Hani bir tabir vardı ya pokerde miydi neydi 'gördüm elini'. İşte böyle bir şeydi tüm ağzı köpüklülerin serüveni. Kuyu kazarken, cambazlık yaparken, sinsi sinsi etrafı seyrededururken yakalanır hep birileri. Kendi gibi olanlar fark eder ancak bizimkileri. Sonra bir yakalanma kokulu sinililik havli yaşanır, boşalır gider ağızdan köpükleri. Onları fark etmek için onlar gibi davranmak gerekli. Fark etmek için bakarken onlar hakkında her şeyi bilmeli. Okumalı onların içini. Sonra da tam gözlerinin içine kusmalı hepsini. Sinirlenmeliler o an. Köpükler boşalır işte o zaman. Sonrası zincirleme gelir. Birbirlerini görmezden gelene dek bu süregelir. Sonra yine sen devreye girersin. Fark edersin, fark ettiğini onlara bir bir yedirirsin.



2 yorum:

  1. Sahte olan ağızdaki köpükler miydi, yoksa gülücük mü noktasında düşündüm. Ama sahte olmayan şey, yani var olan gerçek, bulaşan köpüklerdi.

    YanıtlaSil
  2. Gülücük sahteydi evet. Onlar gibi davranmak zorunda olduğum için sahteydi. Ve onlara gülümsediğim için kızdım kendime.

    YanıtlaSil