20100713

Bu bir mektuptur...




aralık'09 kitap kurdu




      Bu bir mektuptur...

      Bu mektup gerçekten ve gerçekten de sanadır. Sakın sorgulama. Hatta şu an açtığın zarftaki gönderen ismine tekrar dönüp bakma lütfen. Hayır, hayır korkmamalısın! Bir kâğıt parçası sana ne yapabilir ki? Hisset. Tüm bu cümleler senin için kuruldu ve senin okuman için göz seyrine sunuldu… Ne hissediyorsun? Gerçekten hissetmeni istediğim şeyleri mi? Cümleler henüz o kadar büyümedi... Kimse henüz o kadar büyümedi ki…

      Sana biraz kendimden bahsedeyim mi? Evet, senden bahsedemeyeceğime göre… Kim birine ilk kez mektup yazarken ondan bahseder ya da ne şekilde bahseder? Özlediğimi yazmalıyım belki de? Evet, evet kesinlikle özledim… İnsan özlüyorum ben. Gerçekten insanları özlüyorum. O kadar çoklar ve her yanımdalar ki, ben gerçekten onların benden uzak olanlarını özlüyorum. Keşke hepsi beni yalnız başıma bıraksa da ben onları özlesem diyorum… Özlemek güzeldir kuzum, sen de özlemelisin…. En son ne zaman birine mektup yazdın? İşte şimdi o birini hatırla ve özle lütfen! Bak yine yapıyorum, hissetmeni istediğim şeyi söyledim, söylesene hissediyor musun? Eğer bu soruma gerçek bir “evet” cevabı alabilseydim kendimi çok güçlü hissederdim. Eğer sen benim bu kadar güçlü olabildiğimi görseydin, sen de aynı yolu kullanarak güçlü olmayı arzu ederdin. Dur kaçırma gözlerini! Güçlü değil misin yoksa? Hiçbirimiz değiliz aslında. Lütfen şimdi bu cümleyi karala. Yo,,. hayır vazgeçtim. Şimdi senin tüm korkularını aldım sanırım. Demiştim sana, bu sadece bir kâğıt parçası ve sen korkmamalısın. Ama ben korkuyorum… Ah, bugün sana çok fazla kendimden bahsettim sanırım, inan ki özlemimden… 

     Az evvel sokakta bir kıza yardım ettim. Adres soruyordu, herhangi başka birine… Dayanamadım o başka birinin umarsızca bilmiyorumuna. Atıldım ve ben yardım etmek istiyorum dedim. Beni tanımayan biri beni sevsin diye yaptım. 

     İnsanlar… Onların benden uzak olanlarını gerçekten seviyorum. Şimdi sen sadece bunu bilerek beni sevebilir misin? Ya da düşün lütfen çok az tanımaya başladığın herkesi biraz sevip biraz nefret etmez misin? İşte ben buna dayanamıyorum. Nefret bana göre değil. İkili duygu yükleri bana göre değil. Terazi gibi kullanamam zihnimi, kalbimi… Şu kadarcık sevdim, bu kadar nefret ettim. Çocuk oyuncağı mı bu! Hadi geçelim artık beni… Bak seni tanımıyorum gerçekten korkmana gerek yok. Hayatıma girmiş birazcık seni sevmiş, birazcık da sevmemiş herhangi birine sorabilirsin bu mektubu. Ben yazmadım diyecek. Hatta şimdi beni bulup bana sorsan, ben bile sana bu mektubu ben yazmadım diyecek. O yüzden çabalamamalısın, sadece oku ve hisset. Sakın korkma bir kâğıt parçası sana hiçbir şey yapamaz, sen istemediğin sürece sana hiç kimse hiçbir şey yapamaz…


    Hoşça kal sahip, bu mektup burada son bulsun ve biz bir ara yaşayıp ölelim olmaz mı?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder