20220418

cahil hoca / jacques ranciere

Not: kitabı okuyalı çok oldu, yazısı bir doğa yürüyüşü ile geldi diyeyim.

"Başkasını öz­gürleştirebilmek için önce insanın kendisinin özgürleşmesi gereki­yor."*

Cahil Hoca kitabında bir şeyi bilmenin yolda olmakla ilişkisine değinir. Yani bilmek, öğrenmek o eylemi gerçekleştirirken gerçekleşir ve asla sonu olmayan bir deneyimin içerisinde öğrenme süreci devam eder. Bunun bir varış, bitiş noktası olmadığı gibi; öğrenmek için orada olanlar ile öğreticilerin de yolunun cehalet noktasında eşit olduğuna değinir. Yani cahil hoca tanımı tam da öğretirken de öğrenmeyi içeren bir eşitliği getirir. Bu kitap bana çok sevdiğim amatörlük tabirinin anlatımı gibi gelmişti başka yönlerde de. Amatör olmak, öğrenme sürecinin bitmediği, sürece yayıldığı ve senin amatörlüğün içerisinde dilediğin gibi at koşturabildiğin, kıyıya köşeye burnunu sokup sorular sorduğun, deneyimin hazzını doruklarında hissettiğin bir oluştur. Fanzin kültüründen geldiğim için seneler evvel “ruhun fanzinleşmesi”nin anlamlılığına değinilerde bulunmuş, hayatımın fiziksel olarak bir fanzin çıkarmaktan ruhumu fanzinleştirmeye evrildiğini gözlemlemiştim. Bilmek istediklerime her daim cahil, amatörlüğün özgürlüğünü tüm zamanlara yayarak hisseden, bilirkişi olmanın değil bilmeye açık olmanın bilirkişilikten daha keyifli geldiğini ve hayata yaydığım bu oluşu ömrümce de sürdürmek istediğim gerçeği... Mükemmelliyetçi biri hiçbir zaman olmadım. Hayatım “neyi ne kadar yapabiliyorsam o” dediğim yerlerde soluklandı hep. Şimdilerde biraz biraz yapamadıklarıma da göz dikiyorum işte.
 O kadar amatörüm de, bir o kadar da biliyormuşum gibi işe bodoslama bir cesaretle de dalıyorum. Çünkü bknz. amatörlüğün at koşturmacası bu işte. “Karda hayatım boyunca hiç kaymamıştım, geçen denedim, inanılmaz iyiydi” dediğimde yürüyüş arkadaşım inanmadı. Bilmediğinden emin olan bir bilen. Onları da yüzyıl yapsam da o kadar amatör bir yerden gidiyorum ki, sorarak, hayatın içine karışarak, bilmediğime bilmiyorum diyerek yol alıyorum. “Bilmiyorum ama fikrim var, öğrenme isteğim var, birlikte öğrenebiliriz” de işte cahil hoca’nın özeti gibi bir cümle. Bu eşitliğin geldiği yer, hiyerarşisi ve cinsiyeti olmayan doğadan geliyor. Bir kar yürüyüşüne gitmek, gidebileceğin bir başka kar yürüyüşü için hiçbir zaman tam da referansını barındırmıyor. Her deneyim kendine özel. Bu böyle olunca ben biliyorum demek yersiz kalıyor. Rehberim yürüyüş öncesi çok güzel bir cümle söyledi, bir soruma karşılık. “Gittiğimizde göreceğiz, görmeden bilmemiz imkansız.” Belki yüzlerce yürüyüş yapmış biri bunu söylüyordu. O kadar iyi geldi ki. Cehalet eşitliktir, öğrenmek ve deneyimlemek birlikte yol almaktan geçer. Öğretmek, sunmak, olanak sağlamak kimseyi daha fazla biliyor yapmaz. Çünkü yolda öğrenilecek daha nice kurguları vardır hayatın. Yolda olmak cidden güzel… Bu yürüyüşte kar buza tutmuştu ve her adımım ritmik bir sese dönüşüyordu. Kalp ritmine yakın sesler meditasyona çok yakın bir duruştadır. Her adımım kalbimle eş zamanlı gidiyordu. Bir süre bunu dinleyip içimdeki coşkuya sarıldım. Eve dönmek için yola koyulduğumuzda kaydettiğim adımlarımın sesini dinledim. Özledim. Daha yürüyüş henüz bitmişti ki ben yürümeyi özledim. Bu ilk kez oluyor, 11. Yürüyüşümde oluyor. İyi ki oluyor.
*Cahil Hoca, Jacques Ranciere

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder