Yedi rakamını seviyorum. Kendini bile yiyebilecek denli açgözlü bir rakam çünkü.
Üç farklı kabusla bezenmiş gecemden uyandığımda ben de bir yedi rakamına ne kadar ihtiyaç duyduğumu anımsadım. Gece uyumadan evvel kendimi yiyebilmiş olsaydım bu kabusların hiçbirini görmeyecek, bende huzurla eş anlamlı bir izlenim bırakan uykumu bölmeyecektim. Soru işaretleriyle uyumayı sevmiyorum. Bu gerçekten seneler önce fark ettiğim bir şeydi...
-yahu hala mı fark ediyorum?
Hani bazen ne kadar iyi gelirse gelsin fark ettiklerimiz bizi hiç ama hiçbir yere götürmüyor. Yine yapmamalıydım özlü birkaç cümle kurmaya başlayınca tüm hayatımıza ahkamlarımız hiçe çıkıyor. Bazen de, bir cümle kuruyorum ve hayatım o cümleyi çoktan teyit etmiş oluyor. Hani bu gerçekten çok yaşamış olmakla mı alakalı bilmek istiyorum? Yoksa başka bir şey mi? Peki hala yenmemiş kabuslarım da aynı şeye dönüşecek mi?
Hayata en büyük ahkam onu cümlelere dökmek, ona en büyük tokat da bir cümleye asla sığmamak olsa gerek. Sonrasında gelen onu yeme eylemi de kurulan cümleleri zaten teyit ettirmiş olmaktır.
Çok YEDİm ben seni hayat, ama bir kabusumunda daha da sen YEDİn beni! Bana gerçek hayatta gel ki cümle kurabileyim sana diyorum! Hadi!
insan en çok kendine sadist çünkü içinde bütün piçliğiye yatan koca bir mazoşist var...koca bi yatakta yatan koca bir mazoşist..
YanıtlaSil"Bazen de, bir cümle kuruyorum ve hayatım o cümleyi çoktan teyit etmiş oluyor."
YanıtlaSiliyi bi cümle olmuş, iyi kurmuşsun yani.. ayrıca öyle de olmalı kanımca.
az önce okuyup da geldim senin yazdıklarına ve vaktin olursa sen de oku istedim...
YanıtlaSilhttp://yorgunistiridye.blogspot.com/2009/12/mor-murekkepten.html
@anlaşılamamak: evet o benim!
YanıtlaSil@aa: teşekkürler...
@beyenmeya: okumuştum o alıntıyı, gerçekten çok etkilenmiştim. habire büyüyor, habire fark ediyoruz... yaşamaya doymuyoruz. o yüzden öldük ve ölmüyoruz...