20080705

haberin yok, yanlış anlaşılıyorum

Bazen konuşmak eylemi kişileri birbirinden uzaklaştırır. Konuştukça bir profil belirlenir gözlerinin önünde ve o profil artık ön yargıları aşmış daha bir somut halde canlanır gözünüzün önünde. Sonra "aslında"lar vuku bulur konuşmanın içinde. Konuşmanın "yanlış anlaşılma" kısmının söküklerini tek tek dikmeye adaydır kendince. Yanlış anlamak kolaydır, yanlış anlaşılmak da kolaydır. Ama peki ya bu iki eylem içinde doğru olan nedir?

KPSS sınavından henüz çıkmış bi arkadaşım "Dört yanlış bir doğruyu götürüyormuş, haberim yoktu, pek çoğunu salladım oracıkta." dedi. Belki hiç yanlış yapmadı, ya da 4 tane yanlışı birden yaptı. Yanlış diyip çizdiler/çizecekler üstünü. Teorik kısmında olaayın böyleyken, matematik her yerde diye bağıranlara bir ispat daha çıkıyor matematikten nefret eden benden:

Bir şeyler anlatırken dört cümlen de yanlışa işaret ediyorsa bu doğruydu diye kıvranmaya ne lüzum var. Dört yanlış bir doğruyu götürür ısrarla. Bunun üstüne bir de yanlış anlama sosunu eklemeye gerek yoktur, zaten soslu olan makarnaya.

Dolayısı ile bu ön yargı değildir, bu yanlış anlaşılma değildir. Bu sadece anlatamayan bünyenin çektiği bir ızdıraptır. Gösterdiği yüzün aksini iddia edenlere müstehaktır.




1 yorum:

  1. Tebrik ederim güzel yazmışsın.
    Neden tebrik ettiysem bilemedim gerçi; sonuçta bu bölüm senin kişisel övgülerine değil de yazı içeriğine dair yorumlara ayrılmıştır. Her ne kadar yerinde bir tebrik olmasa da; tebrikler...

    YanıtlaSil