Birine dair yargılarda bulunmak o kadar kolay ki. İnsanlar da hep kolayına kaçmayı sever nasıl olsa. Yargılar vardır ortada, kişi vardır tam sağında. Solunda da bir boşluk. Bir el uzanır taaa tepeden alır seni iter bir hamleyle. Ya ortaya düşersin. Ya da boşlukta kaybolursun. Ama asla yerinde durmazsın hamle oyunu çıkışında.
Kendini gördüğün yerde görülmezsin.
Zaten olduğun yerde hiç değilsindir artık. Tabii o elin baktığı açıya göre. Hiçbir zaman seninkine uymaz. Çünkü zaten senin baktığın yerden bakmaz sana.
Senin baktığın yerden bakmayı başaranlar mı?
İşte onlar sen gibidir. Seni anlar, dinler, tanır.
Diğeri de çokca yadsır!
Varsın öyle olsun.
Bana yakın olanlar yakın olmaya devam dursun.
Onları ne ben bırakırım ne de onlar beni bırakır. Diğerleri kendi hayatlarından ilham alır ve "bana göre" oldukça kendi gözlerine aldanır.
Senin baktığın yere bakabilenlere de, senin baktığın yere bakmayanlara da ihtiyaç vardır bu hayatta. Bazen onları kötü örnek olarak algılayıp, kendimize "aman ben de böyle olmayım" demek için, bazen de bakmayı unuttuğumuz yerleri ve o yerlerdeki her şeyi bize hatırlattıkları için...
YanıtlaSilSana yakın olanların çoğunlukta olması ve sana uzak olanların da görebileceğin mesafede durması dileğiyle...
``cok pencere gerek hepimize.. cok pencere acip..pencereden bakmak gerek..
YanıtlaSilbi cok kapi acip kapamak gerek...
tek pencereyi tercih edersek, pencere kirilinca cok büyük hayal kirikligina ugarariz..``
sevgilerimle..
hatice gönüleri
Beni alıp boşluğa itecek hiçbir bakış açısına iyimser olamam. Dolayısı ile hiçbir böylesi bencereye sıcak bakamam. Aldanır ve aldatır derim kendi kendime. Benim baktığım pencerelerin hiçbiri o insanı boşluğa sürüklememktedir. Mutlaka bir yenilir yutulur yanı vardır. ORasından bakatım. Bunu da beklerim..
YanıtlaSilTeşekkür ederim Hatice Gönüleri...