aydılanmaya gidiyor cümlelerimiz
birbirimize ışık tutan iki bireyiz
içimden geçeni söylemek isterken sana
senin içinden geçeni söylüyorum bir anda
senin içinden geçen benim cümlelerim oluyor sonra
aynı cümleleri, birbirimizin içinden "ikinci" geçenleri söylediğimiz anda kuruyoruz.
biz.
ikinci geçen hep birincinin karanlığını aydınlatıyor.
ışıldıyor ortalık
parıltılı,
çekici,
buna biz de aldanıyoruz artık
kurduklarımızla değil
yaşadıklarımızla varız o an
"diğerleri" gibiyiz
söyleyemediklerimiz içinde bir biziz
hep baştan alıyoruz, çok sakiniz
çünkü yolun sonuna gelince intihar etmek gerekiyor
bizse karşımızdakine kıyamıyoruz
uçurumun sonu müthiş bir aydınlık oysa
biz ise karanlık olanlarız
şimdilik birbirimize tuttuğumuz ışıkla aydınlanıyoruz
bu yetiyor.
"sanki" yetiyor.
belki DOLLS filminde uçurumdan atlayanlarınki gibi bir ip gerekli. O zaman ölmenin bir anlamı olur. Aynı boşluğa düşebilmenin bir anlatımı da o ip olur.
YanıtlaSil