Yazarın bu kitabından
önce keşke Walden'i okusaydım dediğim kitaptır. Walden isimli bir gölün
kıyısına yerleşip modern hayattan kaçan yazar yalnızlık üzerine
düşüncelerini kaleme almış. Goodreads'ta okuduğum bir yoruma göre 3
metin zaten Walden'de varmış. Başlangıçta hoşuma gidecek düşünceler yer
alsa da sonlara doğru bahsettiğim okuma/tanıma eksikliğini çok fazla
hissettirdi diyebilirim.
Ve kitabın bana düşündürdükleri...
Karantinada
olduğumuz şu günlerde akşamdan sabaha anlam arayışları ve günlük
ritüellerimizi oturtmak için kimi zaman debeleniyor olmamız dışında;
maddi manevi sahip olduğumuz her şeyi ve etrafımızdaki insanları gözden
geçiriyor ve sorguluyoruz. Şehrin ortasında ya da bir bağ bahçede yalnız
olmanın evden çıkmadığımız günlerde çok da değişemediğini varsayarsak
yalnızlığın sadece bir algı savaşı olduğunu da anlayabiliriz. Oldukça
kıymetli bulduğum bu zamanların tanıdıklarım üzerinde yaratacağı
değişimleri görmeyi iple çekiyorum diyebilirim... Özünde ne kadar yalnız
olduğumuzu hatırlattığı için ve bununla baş etme yöntemlerimizi
sorguladığı için ise pandemiye teşekkürler...
Pandemi başlangıcından bu yana camın önünde kuş beslediğim için bu cümle beni benden aldı...
"Harivansa şöyle der: Kuşları olmayan bir ev çeşnisiz ete benzer. Benim evim
böyle
değildi, birden kendimi kuşlarla komşu olmuş buldum; bir kuşu
hapsederek değil, kendimi onların yakınında bir kafese kapatarak. "
"Bir
gerçeğin tam karşısında dikilip yüz yüze gelirsek her iki yüzeyinde de
güneşin parladığını görürüz. Tatlı kenarının, sanki keskin bir pala
gibi, kalbimizi ve özümüzü kesip geçtiğini hisseder ve ölümlü hayatımızı
mutlu bir şekilde sona erdiririz. İster yaşamda ister ölümde, yalnızca
gerçeği arzularız. Eğer gerçekten ölüyorsak gırtlağımızdaki hırıltıyı
duyalım ve el ayaklarımızdaki soğukluğu hissedelim, eğer yaşıyorsak
işimize bakalım."
20220607
Yalnızlık-Henry David Thoreau
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder