
bir de bi ara şu siteye göz atın(iki nokta)
http://www.kafaayari.com/



Yağmur güncesi'nin katkılarıyla ek 1:








Cibilliyetsiz İnsanların Hırsızlık Yaparak Site yaptım zannettiği Bir Ortamdayız!
İşte o site:
Revolution Magazine
www.divxvoice.com
ve çalıp çırptığı üstüne bir de yazılarımı yayınlamak için oluşturduğu kategorinin var olduğu yer:
http://www.divxvoice.com/category/sinema-mudavimi
Diğer blogum'daki yazılarımı haber dahi vermeden, Feedburner denen güncel yazıları takip olayına üye olmuş ve yazılarım yayınlandığı gün kendi sitesine kopyalamış bir kendini bilmez var karşınızda. Sitesine ne bir yorum bırakabilecek alan, ne de kendisine ulaşabileceğimiz bir e-posta koymamış hırsız tek bir gönderme dahi yapmadan ne bulduysa sinema ile alakalı alakasız tüm yazılarımı uzuncaaa bir süredir yayınlamakta.
Yazılara yorum bırakılmasına dahi izin vermeyen cibilliyetsiz kişi sadece benim sitemi kopyaladığı kısma bunu yapmamış dolayısı ile daha ne çok vukuatı var siz tahmin edersiniz artık!!
Sitesinin içerisinde "ben tospağa olarak" "çok sevdim bu filmi" "bizim çıkardığımız fanzin" vb. cümle kalıplarını kendisi oluşturmuş gibi hiç çaba harcamadan OLDUĞU GİBİ kopyalamış!!!!!!
Sitenin adı bile TÜRKÇE değilken, Türkçe sevgisine neden bakışı
yazımı yayınlamış!!!!!
Yaptığı saçmalığın bir an önce farkına varması temennisiyle, bu yazıyı da o rss takibine üye olduğunu bilerek ona sunuyorum, ayrıca siz de bilin böyle densizler yaşıyor ve sanal ortamı nasıl da şuursuzca kullanıyor!
öz:LANET OLSUN SANA,
Revolution Magazine
www.divxvoice.com'un adminiyim
diye geçinen şaklabana!

site otomatik olarak yazılarımı kendi adı altında yayınlamakta ve şu an kendi kendini afişe ediyor!



Ama olayın özü bu ya, basit bir çocuk kitabı karakteri olacak karakterim yok. Yeteneksizim. Bir tek insan kostümü giyerek var olabiliyorum. Okuyucuyken bile daha mutluyum, insan olmaktan. İnsan olunca gözünün önüne başka olamadıkların geliyor. Bürünemediğin roman karakteri vasıfları bir bir sıralanıyor. İnsanken görüyorsun hepsini. Bir aşkı bile romanlardaki gibi yaşayamıyorsun. Eksik bir çok şey. Hiçbir şey ordakiler gibi değil, ama yine de olmak istiyorsun ordakiler gibi. Olamadığın için daha çok okumak istiyorsun. Hayatı eş zamanlı olarak onlarla da sürdürüyorsun. Bazen üç, beş karakter birden olduğunu seziyorsun. Ama sonra bi bakıyorsun ki insan olarak uyanmışsın, her şey dünde kalmış. Mesela dün çocuk kitabı karakteri olamadın, bugün büyükler için bir şeyler döktür bari diyorsun. Yeri gelince melankolik, yeri gelince katil, yeri gelince zeka küpü, yeri gelince kandırılmış, saf, yenik, ölü... Romanlardaki insanken olduğun kadar çekici değil ki! Onların başı sonu belli. İnsanken "o hal"in doyumuna varmaktan öte, "bu hal"den nasıl çıkarımı düşünüyorsun lanet olsun ki. Doyum yok, tat yok, bir yöneten yok. Her şey senin elinde... İyiye gidemezsen senden bilirler, kötüye gidemezsen yine senden... Suçu atacak bir yazar yok meydanda. Sen olanın sorumluluğu sende, kötü olanı da kolay yoldan Allah'a havale eyle. İnsan olup karakter olamamak böyle bir şey işte. Karaktersiz karakterin bile ilhamı insanken, insanı asla o karakterlere eşlememekte direnmekte. 


