20230130

kürklü venüs - Leopold von Sacher-Masoch

 Mazoşizmin isim babası Leopold Sacher-Masoch, sorunlu sevme biçimiyle karşımızda... Ana ekseni, bir kadının kendisine fiziksel ve psikolojik eziyet çektirerek köleleştirmesi ve bundan haz alan bir karakteri oluşturuyor. Eziyet olmazsa taşlar yerine oturmuyor, özünde acı ve ilgi yan yana duruyor. Tüm bunlar doğruymuşçasına ahlaki temelde aldatılmak karakteri oldukça yaralıyor. Yarattığı "sahte tanrı" olan "Kürklü Venüs" nasıl da hayattaki şiddet içeren sevme biçimlerine göndermeler taşıyordu. Kuralların, sözleşmelerin altına sığınılan; ya benimsin ya da kara toprağın durumuna çok yakın, öldüren, inciten, zayıflatan, kam emen sevginin; hiç sevilmemiş birinin gözünde anlam bulması..."Sevin beni" son sözleri ile hayata veda etmiş yazar. Bu da aslında en çok neye ihtiyacı olduğunu açıklıyor bize...

Sonsözde, Deleuze, benim de çok öncesinde okuduğum sadizmin isim babası Marquez de Sade ile karşılaştırmasını yapmış. Sade'ın kural tanımazlığı karşısında Masoch'un kural seviciliğini, yönetim sistemleri üzerinden açıklamış. Ayrıntı Yayınları'nın bu kıymetli metni de kitaba dahil etmesi çok iyiydi.
Son olarak kitabı okumaya başladığım zamanla Kitapçı'yı(evet o bir kedi) sahiplenmem aynı zamana denk geldi. Kitapçı'ya bazı durumlarda yapmaması gereken şeyler için -vicdanım sızlayarak- kızmak zorunda kalıyorum. Benim kızmamdan üç dakika sonra gelip kendini sevdirmesi, hatta sadece kızma sonrası bile değil,normal bir vakitte bir anda gelip elimi yalayıp kafasını okşatması, "sev beni" demesi o kadar hoşuma gidiyor ki.. Keşke sevgi ihtiyacımızı bu kadar net ifade edebilsek diye düşünürken buldum kendimi. Kimbilir Masoch da sevilmek istediğini önce kendisi anlasa ve etrafındakilere net bir şekilde ifade edebilseydi, bulduğu ilgi kırıntılarını bu denli sapkın ve sorunlu sevmelere dönüştürmezdi, öyle değil mi?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder